4 Mart 2014 Salı

Ayy Orası Çok Trendyyyy


Hmm son zamanlarda her yerde karşılaştığım doğal yaşama dönüş tredinden bahsetmek istiyorum..

Özellikle İstanbul'un belirli bölgelerinde alıp başını yürüyen bir trend.. Tanımlamakta biraz zorlanacağım açıkçası, çünkü anlam veremiyorum.

Eğitimli, gelir seviyesi ortalama üzeri, şehir insanlarının son zamanlardaki tutkusu..

Dekorasyonda eski mobilyalar, sokakta çöp diye burun kıvrılan eski bir bisiklet, ibikli maşrapalar.. Servisler annanemin kullandığı kenarı siyah çemberli çinko tabaklardan. Hesap 2 makarna 100TL.. Aman ne retro, ne doğal ne samimi..

Hoşlanmıyorum demiyorum.. Ben de beğeniyorum bir sürü detayı olan, tarzı olan yerleri..

Fakat algılayamadığım kısmı şu ki; trend neyse, geri kalanı sakil, avam, ruhu yok!!.

Hiç doğal olmayan bir doğal olma çabası.. 

Ancak asgarilerini ödeyebildikleri patlak kredi kartlarıyla, bir çantaya 500TL verip ay sonunu nasıl getiricem mızmızlanmalarından sonra akşam Etiler Limonatada "check in" yapan bir trendden söz ediyorum.

Kazandıkları para belli olup, "Ayy yeni açılan şu mekan İstanbullife dergisinde çıkmış daha gidip deneyemedim" diye sızlanan kesim..

Yok!! Olamadım ben onlardan.. Konuşamıyorum aynı dili o güruhla.. 

Ancak derdinizi anlatacak kadar Fransızca biliyorken, karşınızdakinin Fransızca yaptığı bir espriye, çarpık ağızla gülerken, içinizden "gülüyorum ama iyi mi ediyorum?!" der gibi yabancıyım dillerine, hislerine, keyiflerine..

Çok klişe belki ama benim için mekanın güzelliği tamamen kimlerle olduğumla doğru orantılı..Buz gibi bir Ocak gecesi, sokak satıcısından tantuni yemek bazen Karaköy'de yeni açılan dillere destan manzarasıyla Fosil'de geçirdiğim bir akşamdan daha keyifli olabiliyor..

Üzgünüm.. Ben bazen sakilim, avamım.. Ama ruhum olduğuna eminim...  




1 yorum:

  1. :)) Bu yüzden yaz istiyorum işte :) Ne güzel anlatmışsın, kalemine sağlık canım benimmm.

    YanıtlaSil