29 Nisan 2013 Pazartesi

Kelebekmişim ben..

Sevgili misafir !!

Bakma benim öyle her gün bi post yayınladığıma, ben de çalışıyodum aslında..

Hem de hala kabuslarıma giren bi yönetici ve sabaha karşı bile çalan telefonlarla!!..

Sonra birden her şey değişti..

3 ay önce çıktım kozamdan.. Üzerimdeki pamuk ipliklerini yeni yeni atıyorum.. Ve kanatlarımdaki renklere şaşırıyorum.. Bu kadar mı kapatmışız kendimizi hayata, güzelliklere.. İnanamıyorum..

Biliyorum belki 1 gün kadar kısa vaktim var. O yüzden sadece güzel yemekler yemek, güzel yerlerde gezmek, keyifli muhabbetler etmek, güzel şaraplar içmek istiyorum..

Diyeceğim o ki sevgili misafir, bildiğin güzel ne varsa beni de yaz...  

26 Nisan 2013 Cuma

Kozmetik Günlüğüm

Geçen gün eşime gömlek almaya diye iki dk YKM ye uğradık. Tabi o girişi bilirsiniz Kemeraltı'ndaki dönerciler gibi " Nasıl yardımcı olabilirim?", "ürünlerimiz kampanyada" diye önünüzü kesen kozmetikçiler!! Onlara kim karşı koyabilir ki :)
 
Bikaç gündür aklımda BAKIMLISIN BAKIMLIYIM BAKIMLI'nın bi yazısında gördüğüm YVES ROCHER eye liner vardı. Hemen standına koştum istedim. Şansıma da indirimdeymiş.
 
 
Gerçekten çok güzel bi ürün. Anında kuruduğu için kesinlikle bulaşma yapmıyor. Ayrıca ucu o kadar güzel ve koyu ki gözlerimin içine kalem gibi de çekebiliyorum. Benim gözlerimde kalem kesinlikle durmuyor. Hemen dağılma akma yapıyor. Ama bu üründe böyle bişey olmadı.
 
Daha önce kardeşimin tavsiyesiyle essence gel eyeliner kullanıyordum (daha doğrusu kullanmaya çalışıyordum) ama likit olduğu için her yeri boyadım, fırçayla sürmeyi bi türlü beceremiyorum. Galiba ben eli kalem tutanlardanım :)
 
Ayrıca maskaram da bitmişti. Aslında L'oreal'in MEGA VOLUME COLLAGENE 24H maskarasından çok memnundum. Ama daha mucizevi bişeyler mutlaka vardır diye gittim bayanın da ballandıra ballandıra anlatmasıyla Maybelline the FALSIES in yeni çıkan FLARED maskarasını aldım.
 
 

 
 Fırçanın iki tarafı var. Biri düz- kirpiklerinizi uzatmak için, diğeri de kavisli- kanatlandırmak için.
Aslında dolgun ve koyu kirpikleri olanlar için çok güzel bir ürün ama benim gibi renksiz kirpikler için uzatıp kanatlandırmak yetmiyor maalesef :(

Ayrıca her bayanın makyaj çantasında olması gerektiğini düşündüğü Garnier Roll-on dan da bahsetmeden geçemiyciğim. Benim gibi gözlerinizin etrafının çok parlak olmasından hoşlanmıyor ama sağlıklı görünmesini istiyorsanız, bence kesinlikle harika bi ürün.


Bunu da bir türlü Gratis'ten başka bi yerde bulamıyorum.
I love Gratis :)

 

25 Nisan 2013 Perşembe

Benim arzum kendim olmak!!



Arzumun reklam filmlerindeki gibi :
 İtiraf ediyorum!! Boş zamanlarımda kanaviçe, etamin gibi dikiş nakış işleri yapmaya bayılıyorum :)

Dışardan bakıldığında gezen tozan, para kazanan, erkek gibi ter döken, çalışan bir kadın olarak etrafımdaki hiç kimse beni evcil olarak nitelendirmez.

Ama evet!! Bazen koşa koşa eve gelip yeni aldığım ipleri denemek için heyecanlanıyorum. Bi motifi bitirdiğimde saatlerce oturup seyrediyorum ve kendi içimde salakça sırıtıp gururlanıyorum.

Ne varmış !!  

 
Bunlar benim dergilerim ve rengarenk iplerim

 
Ama işin enterasanı bunları yapıp yapıp kenara atıyorum. Çünkü evde el işi şeyleri kullanmak hoşuma gitmiyor. Ve nasıl kullanacağımı da bilmiyorum. :)
 
 
Bu da şuan üzerinde çalıştığım motif. bunu çerçeveletip yatak odamıza asmayı düşünüyorum.

Motifin orjinali şu şekilde :


Benim gibi başkaları olduğunu da biliyorum.. Hadi saklanmayın itiraf edin :)

Dove gerçek güzellik çizimleri

Az önce Dove'un yeni reklamını izledim.. Çok beğendim hatta biraz da duygulandım..



Dove, her zaman yapaylıktan uzak güzelliği savunurken, kadınların kendilerini güzel hissetmesini ve iç güzelliklerini keşfetmesini destekliyor.

Bunu izlerken kendisinin de resmini yapılmasını istemiyor mu insan??  Ben çok istedim.. Acaba başkasının gözünden nasıl gözüküyorum? çok merak ettim :)

Ayrıca fark ettiğim bir şey var. Biz kadınlar bunu sürekli yapıyoruz. Biri bizi aman eleştirir diye ondan önce kendimizi yerlerden yere vuruyoruz. Hani "ben farkındayım aman bi de sen söyleyip canımı iyice sıkma" gibisinden ya da "aa yok canım sana öyle geliyor" şeklinde iltifatlar duyabilmek için. Halbuki bu durum karşımızdakinin dikkatini çekmemişse bile artık bizi öyle görmesine neden oluyor. 

Diğer yandan kadınlar "burnuma bayılıyorum ucu kalkık, elmacık kemiklerim de beni havalı gösteriyor. Gözlerim de hep ışıl ışıl" diye anlatmaya başlasalar ne kadar kendini beğenmiş, aman o ne özgüven diye içimizden saydırırız. Videodaki kadınların kendini bu şekilde tarif etmesinin nedeni bu tür bir eleştiri de olabilir. Neden olmasın :)

Ben çıkamadım işin içinden ama galiba buradan alacağımız ders: Kendini sev, ay kıçım büyük, gözüm küçük diye üzülüp dert etme, ama burnum kalkık, göbeğim yok diye de gerine gerine gezme :)

  

22 Nisan 2013 Pazartesi

İskenderundan pazar lezzetleri




Cuma gününden beri İskenderun-Adana arası seyahatteyim. Ben İzmirli olduğum için buraların birçok şeyine yabancıyım aslında. Gide gele öğreniyorum. 

Dün pazara gittik. Bana çok değişik gelen, daha önce hiç görmediğim birsürü yöresel şeyle karşılaştım.  


 

Zahter : yani taze kekik. Hatay yöresinde yetişiyormuş.  Çok aromatik bir kokusu var. Tadı da değişik. Genellikle sabah kahvaltılarında zahter salatası şekilde yeniyor. Ayrıca yaraları iyileştirmen ve sinirleri güçlendiren bir etkisi varmış.  Çayı da bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi geliyormuş. 
Toplaması çok zor bir bitki olduğu için kilosu 20 tl. Ama bir kilo aldığınızda çok uzun zaman yiyebiliyorsunuz. Zaten de bozulmuyormuş. Bunu biberleyip limonlayıp üzerine de z. Yağı döktünüz müydü kavanoza basıp iki yıl bile yiyebiliyorsunuz. Çok güzel



Tuzlu yoğurt : bu benim favorilerimden. Yoğurdu pişiriyorlar. Artık nasıl bi teknikle bilmiyorum ama yapması çok zormuş. Ama bu şekilde olunca yoğurt bozulmuyor ve çok kullanışlı hale geliyor. Mesela üzerine domates sosu döküp kahvaltıda yiyebilirsiniz. Ya da şiş börek dedikleri mantılı yoğurt çorbası, yayla çorbası yapabilirsiniz. Kesilme derdi yok. Ya da benim gibi acemi gelinseniz çökecek zannedip maydanozla böreğin içine koyabilirsiniz. Tadı çok güzel olmuştu daha sonra da bu şekilde yapmaya devam ettik. 





C

Kırmızı havuç : açıkçası en çok şaşırdığım şey bu oldu. Ben şalgamı pancarla yaparlar sanıyordum. Meğer kırmızı havuçla yapılırmış. İlk defa gördüm bu şekilde. Ama alıp da tadına bakmadım nasıldır bilmiyorum. Pazarda kenarlarda şalgamcılar var. Acılı için şalgamın içine ayrı olarak acı sos atılıyor.

 

İşte Hatay mutfağının arkasındaki lezzet sırrı. Özellikle de biber salçaları. Bizim oraların domates salçasını çok severim. Ama bu salçalar yemeklerde gerçekten bir şaheser yaratıyor. İnanılmz kokular vardı. 



Veee son olarak da İstanbul'da arayıp bulamadığım chili biberleriyle karşılaştım. Onun da kilosu 10 tl. Gökte ararken yerde buldum :) Ha aman dikkat çok acı!!!

18 Nisan 2013 Perşembe

hediyelerine bayıldım :)) ��Sebnem's Blog��Alışveriş,makyaj,moda ve dahası....: Çekiliş Yapma Sırası Bendeee, Katılır mısınız?

��Sebnem's Blog��Alışveriş,makyaj,moda ve dahası....: Çekiliş Yapma Sırası Bendeee, Katılır mısınız?: Hayalini kurduğum Bloğumu  hayata geçireli  tam bir ay oldu bugün,  169 izleyiciye ulaşmanın mutluluğu var içimde:) paylaşmak istediğim o ka...

Benim eşim, öteki tekim..


 



Başka dillerde kelime kökü nerden gelir bilmem ama bizim dilimizde çok güzel bulmuş atalarımız. EŞ...

Evleneli çok olmadı, geçen sene bu zamanlar aniden karar vermiştik evlenmeye..
Tek fark hava daha güzeldi :)

Şimdi bazen evde bakıyorum, televizyonda, her an ayağa kalkacakmış gibi, poposunun ucunda heyecanla maç seyrederken, "o muymuş benim bunca yıl hayalini kurduğum, merak ettiğim erkek?!" diye. 
Evet valla oymuş işte. İyki de oymuş..
 
 
 
Benim eşim öteki tekim..
 
Terlik gibiyiz biz. Yan yanayken burunlarımız başka yönlere bakar. Ama göz göze geldiğimizde  hep aynı..
 
Ben ne kadar yüzeyselsem, o o kadar derin. Ben ne kadar stresliysem, o o kadar sakin. Ben ne kadar vefasızsam, o o kadar ince. Ama diğer yandan birlikte, alabildiğine keyif, alabildiğine eğlence.. Patlıcan favori yemeğimiz, Dexter en sevdiğimiz dizi. 
Maç olmazsa evde tv açılmaz. Elektrikler kesilmemişse bilgisayar kapanmaz. En güzel kısmı da hayat daha mı güzel, yoksa insanlar daha mı iyi??
 
 Bilmem belki de ben değişmişimdir. Ne demişler iyi eş, fırtınaları dindirir, ruhu dinlendirir... 
 
 
                                                                                                                                          by MGC
 
 
 

17 Nisan 2013 Çarşamba

BAKIMLIYIM BAKIMLISIN BAKIMLI: !!! Dermobakim.com İşbirliği ile Tam 7 Kişiye Hedi...

BAKIMLIYIM BAKIMLISIN BAKIMLI: !!! Dermobakim.com İşbirliği ile Tam 7 Kişiye Hedi...: Merhaba ; Dermobakim.com  'u artık hepimiz tanıyoruz. Pek çok kozmetik ve dermokozmetik markanın eczane güvencesiyle  ama eczane fi...

Bakırköy'de bir cennet

 
Uzun zamandır "bana gel!!" diye bağıran bi yer BAŞAK CAFE..
 
Bakırköy'de hiç ummadığınız bi ara sokakta kendi halinde bi yer. Ama kapıyı açıp içeri girdiğinizde gerçeklikten çıkıp, ayrı bir harikalar diyarıyla karşılaşıyorsunuz.
 
 
 

 
 



Bakırköy'de Taksim dolmuşlarının hemen karşı sokağında, gelip geçerken gördüğüm, göz ucuyla baktığım, "bi gün buraya bi bakiim" dediğim, ama bi türlü denk gelmeyen bi yer. En sonunda geçen hafta GS-Real Madrid maçına geç kalıp hiç boş yer bulamayınca bi de burası vardı bakalım deyip sevgili eşimle kafaları uzattık.. Aman Allahım ne görelim; bikaç kişiden oluşan bi grup, mumlar yakılmış, birinin elinde bir ud, buram buram bi keyif..
 
Tabi bizim kafaları uzatıp "maç var mııııı?? diye sormamız suratlarda şaşkın ve gülen bi ifadeye sebep oldu.
 
 
 
Bir ailenin sahip olduğu ve işlettiği bu cennet mekanın her köşesinde yıllanmışlık, mutlu hatıralar ve samimi duygular var. İçeri adım attığınız anda o enerjiyi ta derinlerinizde hissediyorsunuz.
 

Sahibesi Gülnaz Hanım inanılmaz bir kadın, masamıza geldi ve sanki hissetmiş gibi bir anda konularımıza dahil oldu.. Tüm müşterilerin aile gibi olduğu mekanda haftanın belirli günleri kişisel gelişim ve pozitif düşünce grupları oluşturulur, birkaç saatlik etkinlik bittiğinde de ud eşliğinde keyif yapılırmış. Hem de ücretsiz!!
 
 
 
 
Mekanda tarot ve kahve falı da bakılıyor meraklılarına duyurulur. 
 
 
 
 
 Gülnaz Hanım'ın bütün hayatı cafenin içinde.. masaların içlerine çocuklarının, torunlarının ve sevdiklerinin fotoğrafları konmuş, mesela yukardaki minik kırmızı kadife elbise kendisinin bebeklik kıyafeti..Torunları da giymiş :)



Sevenlerinden ve misafirlerinden de notlar, mektuplar yazılıp konmuş.. Hatta müdavimlerinin reklamları bile var :) otururken okuması çok keyifli.
 
 
O kadar çok ayrıntı var ki incelenmesi gereken.. Kendini mutlu olmaya ve mutlu etmeye adamış ailenin müzesi olmuş mekan. Ben bile bitiremedim.. Bir dahakine yalnız gidip her şeye dokunup, kütüphanesindeki tek tek altını renkli kalemlerle çizdiği kitapların tadına bakmak istiyorum.

16 Nisan 2013 Salı

Çaylak ev hanımından yemek tavsiyeleri

Sevgili misafir ;

Eğer bu sayfaya bikaç bilmediğim tarif filan öğrenirim düşüncesiyle tıklamışsan, üzülerek belirtirim ki yok öle bişiy :)

Ben daha çok "ev hanımlığına giriş 101" sınıfındakiler ya da ben Türk mutfağını yaladım yuttum, bakalım ecnebiler neler yapıyomuş diye düşünenlere yapmamaları gerekenlerden bahsedicem.

  • Öncelikle sakın ama sakın kablo tv deki "24 kitchen" kanalını izlemeyin!! Hatta arayın kablo tv call centere kapattırın gitsin!!

  • Meleğin mutfağının, Emine Bederin tariflerinin suyu mu çıktı!! Hele bi onları yapmayı deneyin..

  • Madem HD görüntü, sebzelerin renkleri, o şahane mutfakların çekiciliğine karşı koyamadınız, Sakın ama sakın (bakın bu uyarım önemlidir) Jamie'nin tatlı yüzüne ve maharetli ellerine aldanmayın, büyüsüne kapılmayın, heveslenmeyin..
  • Anlıyorum karşı koymak zor. Hadi yaptınız bi liste çıktınız çarşıya pazara.. Üzgünüm ama bizim çarşıda pazarda kişniş, chili biber, basmati pirinci, beyaz biber taneleri, alenjeto ekmeği, çapari bıd bıd bıd falan yok. Haberiniz olsun.. Varsa da ben bulamadım!!

  • Ayrıca ekmeğin üstüne ballı cevizli peynir koyup fırına verdikleri tarifi de, o peyniri bulamayıp yerine Kars peyniri koyup denemeyin bişeyime benzemiyo!!

  •  Hadi bunları yaptınız oturun önce evde kendiniz bi yiyin!! Yeni taşındığınız apartmanda, sosyalleşicem diye elinize tepsiyi alıp "Komşulaaaar, 5 çayına ben de geldim." diye gitmeyin aman diyim!!

  • Yaptığınız yemekleri mümkünse annane, babane gibi aile büyüklerine sunmaya kalkmayın.. Şekilden şekile giren suratları, tabaklarda kalan yemekleri görüp boşuna kendi güzel canınızı sıkmayın..

  •  Ha bi de o şarapları et sotelicem falan diye de zebil etmeyin. Oturun o güzelim şarabı için!!

 
  • Son olarak da hayatı çalışmakla geçen biriyseniz, 2 gün evde oturdum diye de "benim gibi" kendinizi ev hanımı zannetmeyin :D



Yeni soyadına alışmaya çalışan kadın






Bir ben değilim biliyorum!..
Hele de facebook listemde çift soy isimliler çoğaldıkça daha iyi anlıyorum. 
Bilinirlik karmaşası olmasın diye mi, yoksa vazgeçemediklerinden mi orası muamma. 
Annelerimiz zamanında da bu kadar yoğun yaşandı mı bu bilinmez ama galiba artık kadınlarda kendi başına var olma, ayakta durma, kendini kabullendirme hissi daha baskın. 
Bir de ailenin erkek çocuğu yoksa soy ismini devam ettirme çabası... 
Bu sefer de soy ismi benimki gibi ilk isim gibiyse karışıklık artıyor.
 
"Meryem hanim hangi isminizi kullanıyorsunuz acaba?"
"Hıı yok ben evlendim de o benim vazgeçemediğim soyadım :D" 
 
Ama diğer yandan nüfus müdürlüğüne kimliğimi değiştirmeye gittiğimde son dakikada gelen soruda bocalamadım değil.
 
"İki soyadını da yazdıracak mısınız?"
"Evet evet :)"
"Ama bakın şimdi yazması kolay ama sonra sildirmek isterseniz mahkeme emri gerekir"
"Neden, Niye ki!!"
 
Niye ailemin soyadından vazgeçmek isteyim ki!! Tam da o anda farkettim..
"Ailem".. Ben artık yeni bi aile kuruyorum ve sevdiğim adamın soyadını almam gerekiyorsa tamam o zaman..
 
"Yazmayın!! Yazmayın o zaman tamam!!"
 
Yeni kimliğimi elime aldığımda yaşadığım şoku anlatamam.. soyadım falan değil de...
 
Artık İzmirli değildim!!! ve çocuklarım da İzmirli olamıcaktı :( 
 
 

15 Nisan 2013 Pazartesi

BAŞLANGIÇ

Heveslendim..
Hatta kıskandım. Hem de çok :)
Kardeşimin oje merakı sayesinde girdiği keyifli blog dünyasından bahsediyorum..
Bu hafta sonu onun davetli olduğu "YENİ NESİL LPG İLE ZAYIFLIYORUZ" etkinliğine katıldım. Herkes enerjik herkes içten..  
Herkes bildiklerini birilerine anlatma hevesinde.
Alim olduklarından değil, paylaşma isteklerinden..
Evinde oturan da var, işten başını kaldıramayan da. Ama herkes bi şekilde biraraya gelmiş, hayattan keyif alma pesinde..
Özendim naapiim :) ben de daldım bu  denize. Hadi bakalım hayırlı uğurlu olsun. :)


 

Girizgahi yaptıktan sonra, o kadar ince ve ilgili oldukları davetten bahsetmemek ayıp olur. 

Taylan Kümeli'nin anlatımında yeni nesil LPG tekniği hakkında bilgilendik.
Bu alet galiba bir mucize!! Yapamadığı yok maşallah.
Sıkılaştırma, selülit tedavisi ve incelme.. Hatta yüzdeki sarkıklara bile!!  
Yağ yakıcı bir çeşit masaj yapan son derece sağlıklı bir yöntem. 

Bir de yine ince düşünülmüş bir hediye paketleri oldu. 6 seanslık bir hediye çeki :)
Yaz da geliyor bekleyin bizi dar paça pantolonlaar, çiçekli şortlaaar ..

Bu arada hanımlar!! spor ve düzenli beslenme olmadan hiçbir insan icadı size yardım edemiyormuş. 

Düzenli beslenmede örnek alacağım kişi de yine aynı etkinlikte tanıştığım 38 kilo verip harika bir çıtır gibi gözüken ve pozitifliğine hayran kaldığım Melis Hasırcı Tezcan.
Zorlu bir bahar donemi beni bekliyor. Hele de bunları yazarken yediğim gözlemeyi de düşünürsek Allah yardımcım olsun 😄